Yorumlar
Suriyeli Sığınmacılara Yönelik Toplumsal Entegrasyon
Geçmişten günümüze süregelen ve dünyadaki en önemli toplumsal sorunların başında gelen savaşlar ve çatışma ortamları nedeniyle her yıl binlerce insan yaşadıkları ülkeleri terk ederek başka ülkelere göç etmektedir. 2011 Mart ayında Suriyede başlayan savaştan kaçan çok sayıda Suriyeli komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır.
Son dönemlerin en büyük mülteci krizi olarak bilinen Suriyeli sığınmacı meselesi ne yazık ki uluslararası camiadan gerekli ilgi ve desteği görmemiş, birçok aktör Suriyeli sığınmacıların sorunlarına çözüm bulma noktasında duyarsız kalmıştır.
Türkiyeye gelen sığınmacıların bir kısmı ise kamplarda yaşarken büyük bir kısmı da ülkemizin çeşitli yerlerinde kendi imkanlarıyla yaşamaktadır. Mart 2016 itibariyle Türkiyede resmi rakamlara göre 2,7 milyon Suriyeli sığınmacı yaşadığı kayıtlara düşmüştür.
Savaşın başladığı tarihten itibaren Türkiyenin karşı karşıya kaldığı Suriyeli sığınmacı dalgası, ülkenin mülteci/sığınmacı politikasında adeta bir dönüm noktası olmuştur. Başlangıçta yaşanan sıkıntıların sebebi öngörülemeyen göç dalgasıydı. Bu yüzden 2011 yılından beri Türkiyenin sığınmacılar ve entegrasyon konusundaki yaklaşımı başlangıçta belirsizlikleri içerse de her geçen gün daha iyiye gitmektedir. Suriyelilerin ülkeye girişi, kalışı ve resmi statülerini düzenlemek amacı ile bir dizi resmi düzenleme ve kanun değişikliği yapılmıştır. Son durumda da sadece politika belirlemek ile sınırlı kalınmamış Suriyelilerin yaşamlarının normalleşmesi ve toplumsal entegrasyonları için adımlar atılmaya başlanmıştır. Suriyeli sığınmacılar ile ilgili devletin sosyo-ekonomik politikaları da mevcuttur. Fakat bu politikalar toplumsal entegrasyonu sağlamakta yeterli gelmemekte ve ülkemizdeki her kurum kuruluşun bu sorunu çözmeye yönelik özel stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.
Hem Türkiye hem de Suriyeliler için sağlıklı entegrasyon süreci oluşturulabilmesi için; belirsizlik, güvensizlik ve düzensizlik ortamının değiştirilmesi için ana hedef, Suriyelilerin onurlu bir şekilde yaşamaları ve geleceğe dair planlar yapabilmelerine olanak sağlanacak projelerin üretilmesidir.
Sığınmacılar ülkemize giriş yaptıklarında ilk karşılamamız gayet olumlu idi. Ancak sayıları her gün artan kitleyi yanı başımızda görmeye başladığımızdan beri vicdanımızı sızlattıkları, manevi rahatımızı bozdukları için onları anlamak yerine onlara kızmaya başladık. Suriyede yaşanan sorunlara ve olası çözümlere insan odaklı bir bakış açısı ile bakmalıyız çünkü biliyoruz ki göç olgusu çoğu zaman bir tercih konusu değildir.
Bugün Suriyede bireylerin en temel güvenlik ihtiyaçlarını dahi sağlayamayacakları şartlar altında yaşamlarını idame ettirmeleri mümkün görünmemektedir. Bireylerin yaşam güvenliğinin söz konusu olmadığı bir ortamda çocukların eğitim hakkından yoksun kalmış olduğu ve en temel sağlık ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıkları görülmektedir.
Suriye krizinin yakın dönemde bitmesi öngörülmediği gibi ülkede sivil halk hedef alınmaya devam etmektedir. Bu da Türkiyeye yönelik göç dalgasının devam edeceği anlamına gelmektedir. Tarihten edindiğimiz deneyimler sığınmacıların en az yarısının savaş bittikten sonra ülkelerine geri dönmek yerine Türkiyede kalacağını göstermektedir.
Gelinen noktada entegrasyonun zaten doğal bir süreç olarak başladığını ve kaçınılmaz olduğunu görmekteyiz. Türkiyenin entegrasyon politikası iki aşamalı olup özellikle eğitim ve istihdam politikalarını içermektedir. Söz konusu sığınmacıların demografik yapısı incelendiğinde çok genç ve dinamik bir nüfusa sahip oldukları gözlenmektedir. Eğitimin her kademesinde bu hizmetten faydalanabilecek gençler bulunmaktadır. Eğitim gören sığınmacı çocuklar Türkçe öğrenmekte ve topluma daha kolay entegre olma potansiyeline sahip olmaktadır. Yarım milyona yakın okul çağındaki sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak zor olsa da bu ihtiyaçların karşılanması Suriyenin kayıp nesli olmamaları konusunda hayati önem taşıyor. Eğitim alabilen Suriyeli çocukların çoğu, ülkelerine geri dönecekleri düşüncesiyle eğitiliyor. Ancak Türkçe eğitim sağlanmaması ilerleyen dönemde Türk toplumuna entegrasyonda ciddi sorunları olan bir gençlik yaratabilir.
Entegrasyon her iki taraf açısından da zorlu bir süreçtir. Fakat entegrasyondan kaçınıldığı ya da süreç doğru yönetilmediği takdir de iki tarafı da bekleyen farklı temel sorunlar vardır. Sığınmacıların doğal bir normalleşme sürecine girmemesi durumunda karşı karşıya kalacakları bazı temel tehditler vardır. Sığınmacılar, kayıtsız çalıştıkları takdirde ucuz iş gücü gibi görüldüğünden sömürülmeye açıktır, ileride yaşadıkları herhangi bir sıkıntı da ya da hayatlarını idame ettirebilme şartları zorlaştığında suça karışma ihtimalleri yüksektir.
Süreç başarılı bir şekilde götürüldüğü takdirde hem mağdur durumda olan Suriyeliler için bu göç avantaja dönüşecek hem de ev sahibi ülke olarak Türkiye bu dinamik ve genç yeni nüfustan istifade ederek ülkeye sosyal ve ekonomik hareketlilik sağlamış olacaktır.
Son olarak şunu söyleyebiliriz; Sığınmacıları cömertçe karşılamak bu zalimce çatışmadan kaçan insanlara gösterilebilecek en etik tavırdır. Ancak krizin yönetilmesi sadece sığınmacılara barınak sağlama, karınlarını doyurmak, sağlık hizmetlerinden faydalanmasını sağlamakla da bitmemektedir. Asıl yönetilmesi gereken şey, sürecin toplumsal çatışmalara, gerginliklere dönüşmemesini sağlayacak politikalar üretmekle ilgilidir. Toplumsal kabulün sürdürülebilir olması ancak kapsamlı ve yerel halkı da dikkate alan politikalarla mümkün olabilecektir.
Entegrasyon sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesi durumunda uzun vadede “toplumsal zenginliğe, çok kültürlü yapının gelişmesine”katkı sağlayacaktır.
Şunu unutmayalım ki savaştan kaçanlar, sevdiklerini, iş ve mülkiyetlerini geride bırakıp güvenlik kaygısı ile korkunç bir çatışmadan kaçarak ülkemize sığınıyorlar. Yoksa kim mülteci olmak ister ki…
İnsanlığın Kaybı Suriyedeki İç Savaşın İnsan Hakları Boyutu, Seta Rapor, No:31, 2014
Suriyeli Sığınmacıların Türkiyeye Etkileri, ORSAM Rapor, No: 195, Ocak 2015
'Suriyeliler kalıcı, entegrasyon şart', Aljazeera, 25 Haziran 2014, e.t. 13.03.2016 Misafirliğin Ötesine Geçerken “Türkiyenin Suriyeli Mülteciler” Sınavı, USAK&Brooking Enstitüsü, Haziran 2014 İbid.