Yorumlar
Libya’da Siyasi Geçiş Fırsatı: Zorluklar ve Öneriler
Libyada Siyasi Geçiş Fırsatı: Zorluklar ve Öneriler
Libyada Meclis Başkanlığının Trablusa taşınması ülke siyaseti açısından bir dönüm noktasına işaret etmektedir. Bu adımın önemine rağmen hala rejimi inşa etme, siyasi, sosyal istikrar sağlama konusu birçok sorun ile karşı karşıyadır. Özellikle yeni döneme geçiş kendi içinde fırsatlar ve zorluklar barındırmaktadır. Ulusal Anlaşmanın muhtemel yol haritasını keşfetmek için ülkenin siyasal ve sosyal yapısındaki değişimleri tartışmak hayatı önemdedir.
Eski ve Yeni Meşruiyet İkilemi
Ülkede öne çıkan en önemli sorunlardan birisi birbirine rakip üç farklı hükümetin varlığının devam etmesidir. Anayasanın temel şemsiye olarak kabul edilmesinin ardından bu hükümetlerin meşruiyeti hakkındaki tartışma devam etmektedir. Burada, Ulusal Konferansın değişim çalışmalarına başladığına işaret edebiliriz. Yüksek Devlet Meclisinin oluşturulması, bu yeni geçiş dönemine doğru atılmış bir adım olarak görülebilir. Ancak, Parlamenter Meclis düzeyindeki gelişmelerin Siyasi Uzlaşıya dönük bir kaynaşmaya doğru istenen hızda ilerlememesi ciddi bir endişe kaynağı olarak durmaktadır.
Genel olarak Yasama organlarına bakıldığında her iki meclisin Yönetici Kurulu ve Genel Meclis üyeleri arasında bakış açısından kaynaklanan ayrılıklar olduğu görülmektedir. Bu durum, Nisan 2016da icra edilen Devlet Meclisi toplantısına Ulusal Meclisten takriben 70 parlamenterin katılması ve Şubat 2016da Ulusal Anlaşma Hükümetine güvenoyu verilmesine destek açıklaması listesi yayınlayan 100 parlamenterin tutumundan anlaşılabilir. Yine içerideki bu farklı bakış açılarının sürmesinin yeni bir geçiş dönemine girilmesine desteği kolaylaştırdığını gözlemleyebiliriz. Öte yandan parlamenterlerin Faiz Serac hükümetine güvenoyunu geciktirmesi yeni dönemde karar alma süreçlerinin geniş katılımlı olacağının göstergesi olarak da okunabilir.
Bu gelişmelerden sonra, Geçici Libya Hükümetinin ve Kurtuluş Hükümetinin varlığı sorunsalı tartışılabilir görünmüyor. Göstergeler Libya Devlet Meclisinin oluşumunu açıklıyor. Bununla birlikte Parlamenter Meclisi üyelerinin çoğunun Anlaşma Hükümetine destek ilanları sürüyor.
Ulusal Kurtuluş Hükümeti, istifasını açıklamasına rağmen, başkent Trablusu hâkimiyeti altında tuttuğu gibi hükümet karargâhlarını da korumayı sürdürmektedir. Bu durum Geçici Hükümetin bazı doğu vilayetlerini egemenliğine alması ile eşdeğerdir. Toplumsal çatışma ve bölünme döneminden kurtulmak isteyen oluşumların men ve ret etmesinde bu koşullar hala siyasi zorluk teşkil ediyor, ancak bu zorlukların devam etme fırsatı zayıf görünüyor.
GERGİNLİK VE BELİRSİZLİK ÇİZGİSİ
Hükümete güvenoyu verilmesi oturumu ile ilgili olarak Meclis Başkanı Akile Salih başkanlığın bütün üyelerinin hazır bulunması şartını koştu. Bu noktada esasen önemli olan üç sorundan bahsedilebilir. Bu sorunlar hükümet üyelerinin korunmasındaki güvenlik noksanlığı, savunma bakanı konusunda tartışmanın sürmesi ve en önemlisi ise hukuki tartışmaların sürmesine rağmen hükümete güvenoyu verilmesi meselesinin temel Anayasa sorunu sayılmasıydı. Akile Salihin 2 Nisan 2016daki “kararlar bağımsız ve ulusaldır ve asla pazarlık konusu olamaz, dış baskı kabul edilemez” beyanı, Faiz Serac hükümetine güvenoyu verilmesine bir sınırlama teşkil ediyor. Parlamenter Meclisi Başkanının beyanatındaki eğilimler siyasi zümrenin taktiksel olarak zorunlu koşullarda eski siyasi yola başvurması ve işgale direnen ulu devletin tarihi arasında gidip geliyor.
Serac hükümetinin önündeki en büyük mesele Savunma Bakanlığının sahip olduğu özel statüdür. Bunun çözümü Doğu bölgesindeki emirliklerin değişimine bağlı olarak duruyor. Ordunun durumuna gelince; bu sorun Başkomutan Hafter ve Parlamenter Meclis Başkanı Akile Salihin açıklamaları ile gün yüzüne çıktı. Salih ordunun bağımsız bir kurum olduğunu ve hükümete güvenoyu verilmesine bağlı düzenlemelerle alakasının olamayacağını vurgularken, Hafter ise önce 13 Nisan 2016da Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklama ile yabancı Misyon Temsilcileri ile görüşen Savunma Bakanı Adayı Mehdi Berisiyi eleştiriyor ve daha da ileri giderek Mehdiyi Beyda kentine dönüşü sırasında tutuklama girişimine kalkıyordu. Bunun gibi davranışlar esasen ‘Suheyrat Yolunu durdurma denemelerinin sürdüğünü göstermektedir.
Parlamenter Meclisi ve Hafterin son dönemdeki politikaları siyasi nüfuslarının gerilediğini ve hatta hamlesiz olarak savunma durumuna geçtiklerini gösteriyor. Bunda özellikle askeri ve siyasi görevlerini ifa ederken yaşadıkları arafta kalma durumu açık bir göstergedir. Muhtemeldir ki bu durum Mağarebe ve Avakir (Berisinin kabilesi) kabileleri arasında süren anlayışı devam ettirerek bu iki grubun Anlaşma Hükümetine desteğinin sürmesini sağlayacaktır. Kabileler arasındaki bu uzlaşı Mart 2015te Antalyada Doğu kabileleri arasında varılan anlaşma ile başlamış ve birlik hükümeti vesilesi ile askeri çatışma durumundan çıkışa doğru ilerlemiştir.
PARTİLER VE ANLAŞMA HÜKÜMETİ
Siyasi Anlaşmanın ilanından sonra analizler Ulusal Güçler Koalisyonu yönetimin bölünmesi ve bölgesel hükümetlerin oluşması üzerinde odaklandı. Bu durum, geçiş döneminde istenilen anlaşmanın oluşum ruhuna aykırıydı. Bunun için Ulusal Program üzerine anlaşma siyasi kriz için çıkış yolu teşkil etmektedir. Ancak bu önerinin üslubu/biçimi silahlı çatışma yaşamamış geçiş dönemlerine uygundur ve öneri sosyal bölünmeleri dikkate almamaktadır. Normal şartlarda Ulusal Programın inşası geniş sosyal tabakalarla istişare üzerine kurulmalıdır ancak bu durum Libyada mümkün gözükmemektedir.
Koalisyon, anlaşma hükümetini eleştirileri bağlamında, devletin gücünü geri kazanmasında Haftere bağlı birlikleri kilit konumda gören ve Bingazi başta olmak üzere bütün Libya kentlerinde teröre karşı mücadele eden ‘Libya Ordusuna desteğini açıklayan bir beyanat yayınlandı. Açıklama Suheyrat Anlaşması üzerine var olan siyasi çalışmaya karşı Koalisyonun çelişkilerine işaret ediyor. Burada Bingazi ve çevresini hâkimiyeti altına almayı hedefleyen ve orduya mutlak destek bağlamında Hafterin ‘Şehidin Kanı şiarıyla büyük bir kampanya başlatması Hükümet teşkili üzerine mülahazalar öne sürerek geldi. Yine bu bağlamda hükümete güvenoyu vermek için parlamentonun oturumu icra edememesi Koalisyonun diyalog yolu ile krizi çözme konusundaki istekleri ile çelişki oluşturuyor.
Koalisyon temsilcileri ile BM özel temsilcisi arasında İstanbulda görüşme gerçekleştirildi. Görüşmenin içeriği Ulusal Koalisyondan Yeni Geçiş Hükümeti olarak değişti. Temsilciler Siyasi Anlaşma üzerinde bazı düzenlemeler yapılmasını önerdi. Bu parlamenterleri ve Ulusal Koalisyonu uluslar arası toplumun desteğini alan yola katılmaya itebilir ayrıca görüşmeler Koalisyonun Anlaşma Hükümetine karşı pozisyonunun arkasındaki değişim sayılabilir. 3 Nisan 2016 da yapılan açıklamada demokratik yola destek işaret edildi. Açıklama, parlamenterlerin Siyasi İttifak üzerine görüş birliği sağladığını varsaydığı gibi tanımayı tamamıyla parlamenterlerin güvenini aldığı üzerine bina etti. Bir çıkarım olarak bu da Hafterin ordu komutanlığının sürmesine destek anlamında olan 8. Maddeye ek bende çekince olarak anlaşılıyor ancak bu çekincenin fazla olmadığı görülüyor. Burada hükümete kati bir geçişin önünün açıldığı muhtemeldir. Genel anlamda, Koalisyonun konumu içeride var olan değişime işaret ediyor, hükümetin kurulumuna Koalisyon başkanı Mahmut Cibrilin eleştiriler yöneltmesine rağmen Serac Hükümetinin yolu ile yakınlaşma kuvvetlendiriliyor. Adalet ve Kalkınmanın temel yönelim olduğu Ulusal Koalisyonun konumunda 21 Eylül 2015te ilan edilen Siyasi İttifak önerisinden beri değişim oldu, bu değişim yeni geçiş hükümetine destekte istikrarlı görünüyor. Parti burada iki yönelim belirledi. Birincisi Ulusal konferansın konumunda birliğe ulaşmaya çalışmak, ikinci yönelim ise Siyasi İttifakta garantör rolü üstlenen uluslararası kesimlerle iletişim kurmaktı. Adalet ve Kalkınmanın genel yönelimi hükümete desteğin yanı sıra krizin taraflarının çözülmesine katkı sağlayacak barış ve istikrar ortamına ulaşmak ki bu adım siyasi bölünmelerin aşılmasına yardım ediyor olarak tanımlanabilir.
ANLAŞMA HÜKÜMETİNİN MUHTEMEL ROTASI
Genel olarak, Meclis Başkanlığının Trablusta hükümete güvenoyu almaksızın varlığını sürdürmesi sorunun kaynağını teşkil ettiği anlamına gelebilir. Ancak bunun sorunları derinleştirmesi beklenmiyor. Bu sadece hükümetin başkentten çıkışına yol açabilir. Meclis Başkanlığının Libya deniz üssündeki varlığı kuvvet dengesinde tedrici bir değişim yaşanmasına katkı sağlayabilir ve bu durum sadece Kurtuluş Hükümetinin nüfuzunun daralmasından değil aynı zamanda toplum nezdinde silahlı çatışmanın durdurulması arzusundandır. Libyada uluslararası destek dört başı mamur olarak ortaya çıktı, gelecek dönem bütüncül çerçevede hükümet kurumlarına, hükümete ekonomi ve imar konularında siyasi desteğin yanı sıra ordunun yeniden tesisine destek ihtiva ediyor. Tunusta yapılan uluslararası toplantı esasen uluslararası destekçilerin terörü yok etme ve silah temini konularında sağladıkları sınırlı geleneksel yardımlardan vazgeçtiğini ortaya çıkarmıştır. Bu yeterli destek konusunda görünen bir ihtilaf bulunmuyor, ancak hükümetin kurumları “yönetim” standartlarına göre dizayn etmesi gerektiği gibi toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek politika üretmesi bekleniyor. Bu yönetimin bekası meselesi olduğu kadar zorluklara karşı kudretini temsil ediyor.