Yorumlar
Suriye İç Savaşı'nın Bilançosu: Kazananlar ve Kaybedenler
Suriye İç Savaşı'nda sona yaklaşıldığı konuşuluyor. Tarafların sahada atabilecekleri adımların artık sınırlı bir hâl aldığı ve bundan sonra ülkenin geleceğine yönelik kararların masada alınacağı da söyleniyor. Bunun doğru olup olmadığını zaman gösterecek, zira görüşme masasında karşılaşılacak her ciddi anlaşmazlığın tarafları yeniden sahada atacakları askerî adımlarla pozisyonlarını güçlendirme çabasına iteceği de yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Türkiye, Rusya ve İran önce Astana, ardından da Soçi'de bir araya gelerek pozisyonlarını birbirine yakınlaştırmaya çalıştılar. Bu şekilde Cenevre görüşmelerinde mümkün olduğunca ortak bir tavır içerisinde olmayı hedeflediler. Suudi Arabistan da kendisine yakın muhalif grupları Riyad'da toplayıp Cenevre öncesinde son hazırlıklarını yaptı. Aynı şekilde ABD ve İsrail'in de özellikle PYD/SDG ile sıkı temas hâlinde hareket ettiği ve PYD'yi görüşme masasına dâhil etmeye çalıştığı biliniyor.
Peki, Cenevre sürecinde tarafların artık bir son vermeye hazırlandıkları, yedinci yılı yaşanılan iç savaşta kimler kazandı ve kimler kaybetti?
Tahmin edilebileceği gibi, bu sorunun cevabı kişiye ve bakış açılarına göre değişir.
İnsani perspektifle baktığımızda, aslında Suriye iç savaşının gerçek kazananı olmadığını ifade etmemiz gerekir.
500 binden fazla insanın öldüğü, 5 milyon Suriyelinin ülkelerini terk edip başka ülkelerde sefalet içerisinde yaşamak zorunda kaldığı, 7 milyon kadar Suriyelinin ise ülke içerisinde yurtlarını terk edip başka bölgelerde yaşama zorunda kaldığı, Ege'nin sularında canını teslim eden Aylan bebeğin sembolize ettiği Avrupa yolunda hayatını kaybeden binlerce mülteci ve varil bombaları altında can veren çocukların hafızalarımıza kazındığı bir savaşın kazananı kim olabilir ki?
Doğu Guta ve Han Şeyhun'da yaşanan kimyasal silah saldırılarında, birdenbire neden nefes alamadığını anlamaya çalışırken yavaş yavaş şoka girip gözleri açık bir şekilde canını teslim eden küçücük çocuklara kim anlatabilir bu savaşın bir kazananı olabileceğini? Bu şekilde çocuklarını gözlerinin önünde kaybeden anne-babalara bu savaşın kaybedenlerinin kimler olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Suriye İç Savaşının kaybedeni Suriye halkıdır, onlarla birlikte Orta Doğu'nun diğer halkları ve bütün insanlıktır. Bu savaşın bir an önce sona erdirilmesi için elinden geleni yapmayanlar, ülkelerine sığınan mültecileri hor görenler, bu savaş sırasında yapılan kimyasal silah saldırılarını, atılan varil bombalarını, şehirlerin abluka altına alınıp yerle bir edilmesini, DEAŞ ve diğer örgütlerin infazlarını destekleyenler veya bunları engellemek için çaba sarf etmeyenler Suriye İç Savaşının asıl kaybedenleri ve suçlularıdır.
Çaresiz durumdaki mülteciler üzerinden daha çok para kazanmak için onlara sahte can yelekleri satıp boğulmalarına neden olanlar, ülkelerindeki mülteci düşmanlarının siyasi yükselişlerinden korkup mültecilere kapılarını kapatanlar, krizi fırsata çevirmeye çalışıp mültecileri çok düşük ücretlerle çalıştıranlar ve mülteci meselesini iç siyaset malzemesi yapmaya çalışanlar da Suriye İç Savaşı'nın kaybedenleridir.
Buna karşılık, Aylan bebeğin ve bu kirli savaşta ölen bütün çocukların, kadınların, erkeklerin acısını yüreğinde hisseden ve bu savaşın sona erdirilmesi için elinden gelen her şeyi yapanlar Suriye İç Savaşı'nın kazananıdır. Kapısını zor durumdaki mültecilere açanlar, onların zor zamanlarını fırsata dönüştürmek yerine onlara yardım gayesiyle yaklaşanlar ve kendisine sığınan Suriyelileri, Hazreti Ali'nin baktığı gibi "ya dinde kardeşi veya insanlıkta eşi" gibi görenler "Suriye sınavının" kazananlarıdır.
Kimyasal silahlarla insanların katledilmesine, varil bombalarıyla şehirlerin yerle bir edilmesine ve insanların kafeslerde yakılarak infaz edilmesine gerçekten karşı çıkanlar gösterilmesi gerekli tavrı gösterdikleri için bu savaşın kazananlarıdır.
Diyeceksiniz ki, bu insani açıdan bakıştı. Bir de realist açıdan bak şu meseleye!
Realist bakış eğer "gerçekçi" bakış ise, Suriye İç Savaşı'nın asıl "gerçeği" budur.
Ancak ABD'nin, Rusya'nın, İran'ın, Türkiye'nin, Suudi Arabistan'ın, İsrail'in, Esad rejiminin, Ürdün, Katar ve diğerlerinin kendi çıkar algıları çerçevesinde neyi kazanıp neyi kaybettikleri ise başka bir bahistir.
Bu yazı ilk defa Türkiye Gazetesi'nde yayınlanmıştır.