Yorumlar

Suudi Arabistan Ekonomisinin Geleceği

2015 yılının son günlerinde Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan Ortadoğu ve Orta Asya ekonomik raporunun Suudi Arabistan bölümünde ülke yönetimine dair önemli bir uyarıda bulundu. Raporda mevcut ekonomik koşullar altında Suudi Arabistanın ekonomik sürdürülebilirliğini daha fazla devam ettiremeyeceğini iddia eden uzmanlar 5 yıl içinde ülkenin iflas edebileceğini ifade etmekteydiler. Peki, 2014 yılı sonunda 746 milyar dolar GSMH ile dünyanın en büyük 19. ekonomisi olan Suudi Arabistanın bu uyarıya muhatap kalmasının sebebi nedir?

Gelinen noktada Suudi Arabistan ekonomisinin geleceğinin bu denli tehlikeli bir duruma düşmesinin en önemli nedeni 2014 yılının ortalarından itibaren düşmeye başlayan ve 2016 yılında da bu düşüşünü devam ettiren uluslararası petrol fiyatlarıdır. 2002 yılından 2014 yılına kadar -2008 yılındaki küresel ekonomik krizin etkileri hariç tutulursa- tarihindeki en yüksek seviyelere ulaşan petrol fiyatları (2003-2014 arasında ortalama olarak 84 dolar/varil) 2014 yılının Haziran ayından itibaren düşmeye başlamıştır. 2014 yılında toplamda % 46 değer kaybeden petrol fiyatları, 2015 yılını ise % 35 düşüşle kapatmıştır. Çin ve Avrupa Birliği ekonomilerinde büyümenin yavaşlaması, ABDnin petrol üretiminin son yıllardaki artışından kaynaklanan arz fazlası ve büyük üreticilerin pazar paylarını kaybetmemek için üretimlerini düşürmemesi gibi faktörler bu düşüşün altında yatan en önemli sebepler olarak durmaktadır.

Petrol fiyatlarındaki bu şok düşüşlerin ardından gözler bu düşüşlerin üretici ülkelerin ekonomilerini nasıl etkilediği, orta ve uzun vadede nasıl etkileyeceğine dönmüştür. Rusya ve İran gibi bir taraftan Batılı ülkelerin yaptırımları altında bulunan ülkeler için kritik bir öneme haiz olan petrol gelirlerinin, fiyatların düşmesiyle azalması bu ülkelerin ekonomilerini daha da zor bir duruma sokarken, dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip Venezuela için iflas söylentileri dolaşmaya başlamıştır. İran dışında Irak ve Libya gibi hali hazırda çatışmaların yaşandığı Ortadoğu ülkelerinde de fiyatların düşmesi zaten istikrarsızlık nedeniyle kötü durumda olan ülke ekonomilerine çarpan etkisi yapmıştır. 2008 ve 2013 yılları arasında petrol üretimini %48 artırarak petrol piyasasında önemli bir yer edinen ABDde ise çıkarım maliyetlerinin petrol fiyatlarının altında kalması ile birçok petrol kuyusu kapanmış ve şirketler önemli kayıplar yaşamıştır. Şüphesiz fiyatların düşüşünden en çok etkilenen ülkelerden birisi de dünya petrol üretiminde % 12,9 ve OPEC içerisinde % 30luk bir üretim payına sahip olan Suudi Arabistan olmuştur.

Düşen petrol fiyatlarının Suudi Arabistan ekonomisini nasıl etkilediği ve etkileyeceğini anlamak için petrolün bu ülke ekonomisi içindeki yerine bakmak gerekir. Çok uzun yıllardır petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan için özelikle 1973 Petrol Krizinin ardından fiyatların artmasıyla petrol gelirleri ülke ekonomisinin en önemli kaynağı haline gelmiştir. 2000li yıllarda petrol fiyatlarında yaşanan yüksek orandaki artışlara paralel olarak her geçen gün ekonomisi büyüyen Suudi Arabistan, bu dönemde dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girmeyi başarmıştır. Ancak petrolden elde edilen gelirlerin ülke ekonomisini çeşitlendirmede kullanıl(a)maması ülke ekonomisini petrol fiyatlarında yaşanan istikrarsızlığa karşı son derece kırılgan hale getirmiştir. Hali hazırda Suudi Arabistanın toplam ihracatı içinde %85lik bir paya sahip olan petrol ihracatından elde edilen gelirler, GSYİH içinde de % 43lük bir paya sahiptir.

Kaynak: IMF, OPEC VE BP verilerinden derlenmiştir.

Tabloda görüleceği üzere petrol fiyatlarının artışa geçmesiyle birlikte Suudi Arabistanın GSMHsinde de artışlar gerçekleşmiş ancak 2008 küresel ekonomik krizinin etkisiyle 60 dolar seviyelerine düşen petrol fiyatları nedeniyle GSMHde da önemli bir düşüş gerçekleşmiştir. Krizin ardından yavaş yavaş toparlanan ülke ekonomilerinin daha fazla petrol talep etmesiyle artan petrol fiyatları Suudi Arabistanın GSMHsini de artırmıştır. 2014 yılında 746 milyar dolar GSMHye sahip olan Suudi Arabistan dünyanın en büyük 19. ekonomisi olmayı başarmıştır.

2014 yılının Haziran ayında 115 dolar seviyesinde bulunan petrol fiyatlarının bu aydan itibaren düşüşe geçmesi Suudi Arabistan ekonomisini de ciddi şekilde etkilemeye başlamıştır. 2014 yılı sonunda beklentilerin altında gerçekleşen büyüme oranı ve GSMHde sadece 2 milyar dolarlık bir artışın yaşanması yılın son altı ayında petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün etkisini göstermesi açısından önemlidir. Petrol fiyatlarının 2015 yılında toparlanması beklenirken Asya ve Avrupadan gelen büyüme oranlarının tatmin edici seviyelerde olmaması, OPEC üyelerinin üretimi düşürme konusunda anlaşamamaları ve sürekli arz fazlasının oluşumu petrol fiyatlarının daha da düşmesine neden olmuştur. Bu durum Suudi Arabistanın yıl sonunda 98 milyar dolar gibi rekor bir bütçe açığı vermesiyle sonuçlanmıştır.

Bu noktada akıllara gelen soru ise daha önce de petrolde yaşanan fiyat şokları ile karşılaşan başta Suudi Arabistan gibi ekonomisi doğal kaynak gelirlerine bağlı olan ülkelerin bu şoklara karşı herhangi bir önlem alıp almadıklarıdır. Bu sorunun iki cevabı olabilir: İlk olarak büyük üreticilerin birlikte hareket ederek piyasayı istedikleri gibi yönlendirmesi için kurulan OPECin izlediği yönlendirme politikalarıdır. 1990ların sonundaki Asya ve Rusya krizlilerinin ardından yaşanan fiyat şokları karşısında üretimi düşüren OPEC üyeleri, fiyatların daha da düşmesini engelleyebilmiştir. Ancak hem OPEC dışındaki üretici ülkelerin arzdaki paylarının artması (ABD ve Rusya gibi) hem de Suudi Arabistan ve diğer petrol ihracatçısı Körfez ülkelerin pazar kaybı yaşamamak ve ABD ve Kanadadaki kaya petrolü üreticilerini sıkıştırmak için üretimi azaltmaya yanaşmamaları bu silahın kullanılmasını engellemektedir.

İkinci cevap ise bu ülkeler tarafından oluşturulan Bağımsız Varlık Fonlarıdır (SWF). Fiyat şokları karşısında ekonomilerinin büyük bir durgunluğa girmesini isteyemen bu ülkeler, gelirlerinin bir kısmını bu fona aktararak “kötü günler” için hazırlık yapmaktadır. Bu fonu oluşturan ülkeler arasında en yüksek miktara sahip ülkelerden biri de bir yıl öncesine kadar 757 milyar dolar ile Suudi Arabistandı. Ancak fiyatların düşmesi ile gelirlerinin azalması Suudi Arabistanı bu fonların bir kısmını kullanmak zorunda bırakmıştır. Suudi Arabistanın varlık fonunda hali hazırda 623 milyar dolar gibi neredeyse GSMHsine yakın bir birikimi vardır. Ancak uluslararası yatırım bankası Merrill Lynchin araştırmalarına göre petrol fiyatlarının bugünkü 30 dolar seviyesinde seyretmesi, Suudi Arabistanın gelir-gider dengesini sağlaması için bu fondan ayda 18 milyar dolar kullanmak zorunda bırakacaktır. Bir başka deyişle petrol fiyatlarının 30 dolar bandında kalması ve harcamalarında kesintiye gitmemesi durumunda Suudi Arabistanın kötü günler için biriktirdiği gelirleri yaklaşık 3 yıl sonra tamamen eriyecektir.

Bu durumun farkında olan Suudi yönetimi 2015 yılı sonunda kamu harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi, sübvansiyonlarla ilgili düzenlemelerin yapılması ve bazı kamu şirketlerinin özelleştirilmesini içeren ekonomik tedbir paketi açıkladı. Yılın son günlerinde ise açıklanan pakete dair ilk icraat geldi ve dünyanın en ucuz yakıtının kullanıldığı ülkede benzine % 50-67 arasında motorine ise % 80 oranında zam yapıldı. Bu ürünlerin yanı sıra elektrik ve suya da zam yapılırken, daha önemli bir karar 2016nın ilk günlerinde alındı. Buna göre Riyad yönetimi dünyanın en büyük petrol üreticisi ülkenin en büyük enerji şirketi Saudi Aramconun özelleştirilmesine karar verdiğini duyurdu. Piyasa değerinin 1 trilyon dolar seviyesinde olduğu tahmin edilen Aramconun kısmi olarak özelleştirilmesi kararının alınması Suudi yönetiminin petrol fiyatlarındaki düşüşü ne kadar ciddiye aldığının göstergesi durumundadır. Bu büyüklükte bir şirketin kısmi olarak da olsa özelleştirilmesi orta vadede ülke ekonomisini garanti altına alacak bir gelirin elde edilmesini sağlayacaktır.

Uluslararası ekonomik kuruluşlar, yatırım şirketleri ve bazı bankalar 2016 yılında petrol fiyatlarının ortalama olarak 35-40 seviyelerinde seyretmesini, ancak daha sonraki yıllarda yavaş yavaş artmasını öngörmektedir. Fiyatların orta vadede artacağı öngörüsü, sahip olduğu yüksek miktardaki fon ve ülke yönetiminin aldığı ekonomik tedbirlere bakıldığında Suudi Arabistan ekonomisinin 5 yıl içinde bir darboğaza girmesi pek mümkün görünmemektedir.