Yorumlar

Nobel Barış Ödülü Sahibi Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü Kimdir?

Bu yıl Nobel Barış ödülü Tunusta dört sivil toplum örgütünün oluşturduğu Ulusal Diyalog Dörtlüsüne verildi. Ödül ile alakalı dikkat çekilmesi gereken en can alıcı nokta ise ödülün bir Ortadoğu ülkesine ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu bir gruba verilmesidir. Zira devlet ve toplum arasında bir aracı olma işlevini yerine getirmesi bakımından sivil toplum olgusu Ortadoğu ülkelerinin çoğunda gelişme şansı elde edememiştir. Bu bakımdan Nobel ödülünün bu sene Tunusa verilmesi tam da devlet ve toplum arasında bir aracı olma işlevini yerine getiren Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsüne dikkat çekilmesi açısından önemlidir. Bu yazının amacı da bu dörtlünün kimlerden oluştuğunu açıklayarak Tunustaki faaliyetlerinin ne olduğu ve bu faaliyetlerinin etkilerinin neler olduğunu ortaya koymaktır. Ulusal Diyalog Dörtlüsünü oluşturan kurumlar Tunusun en önemli ve köklü sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT), Tunus Endüstri ve Ticaret Konfederasyonu (UTICA), Tunus İnsan Hakları Ligi (LTDH) ve Tunus Hukukçular Derneğidir. Tunus Genel İşçi Sendikası, dörtlünün merkezinde yer alan ve diyalog müzakerelerinde de en aktif olan kuruluştur. 1946 yılında kurulan ve 517.000 üyesiyle bugün Tunusun en büyük sendikası olan UGTT Tunusta en etkin sivil toplum kuruluşudur. Burgiba ve bin Ali dönemlerinde de hükümet tarafından daima tehdit olarak algılanan UGTT, 2011 ayaklanmalarının ön provası olarak görülen 2008 Gafsa protestolarının örgütlenmesinde de merkez isimdir. 2011 ayaklanmalarında da oldukça etkin rol oynamış olan sendika bugün hala hükümeti yer yer eleştirerek, muhalif olduğu hükümet politikalarına karşı büyük çapta gösterilerle cevap veren bir kuruluştur. Tunus Endüstri ve Ticaret Konfederasyonu, 1947 yılında kurulmuş olup Tunusta sanayi, ticaret ve zanaat sektörlerini temsil etmektedir. Örgüt hem bölgesel hem de ulusal ve uluslararası pazarlarda faaliyet ve iş gelişimini destekleyerek ekonomik kalkınma ve entegrasyon konusunda önemli bir konum teşkil etmektedir. Tunus İnsan Hakları Ligi, 1976da Tunusta insan haklarını savunma amacıyla kurulmuş bir dernektir. Dernek Tunusta gözaltılar, işkenceler, cezaevi koşulları, örgütlenme hakları gibi konularda önemli çalışmalar yürütmüştür. Tunus Hukukçular Derneği, herhangi bir siyasi parti ile yakınlığı olmayan dernek Tunustaki tüm avukatların üye olduğu bir kuruluştur.

Diyalog Dörtlüsünün kim olduğunu açıklamanın birinci ayağı söz konusu örgütlerin bireysel olarak tanımlanması ise açıklamanın ikinci ve aslında temel ayağı bu örgütlerin bir bütün olarak Tunustaki faaliyetlerinin neler olduğu üzerine konuşmaktır. Dörtlü, 2013 yılının yazında Tunusta patlak veren siyasi ve toplumsal huzursuzluğa bir çözüm olabilmek amacıyla UGTT liderliğinde oluşturulmuştur. Siyasi kargaşanın sebebi ise 2013 yılında birkaç ay ara ile öldürülen iki sol lider Şükrü Belayid ve Muhammed Brahminin suikastlerinden Nahda Partisinin sorumlu tutulmasıdır. Zira Ekim 2011de Troyka hükümeti ile başa gelen Nahda Partisi, Selefi grupların parti kurmasına izin vermesiyle ciddi eleştirilere maruz kalmış, ayrıca İslami eğilimlerinden ötürü kendisinin de bizzat Selefi olduğu iddia edilmiştir. Hükümet olduğu sürece Selefi grupların aşırıya giden eylemlerinde de hep Nahda partisi sorumlu tutulmuş ve en son 2013 yılındaki suikastler toplumda hükümete karşı bir patlamaya yol açmıştır. İki sol liderin peş peşe öldürülmesi ile 2013 Temmuz ayı Tunusta, farklı birçok ilde hükümetin istifası taleplerinin yükseldiği protesto gösterilerine şahit olmuştur. Hükümetin göstericileri ikna edecek bir çözüm üretememesi ve siyasi kargaşanın gitgide büyümesi neticesinde UGTT liderliğinde Ulusal Diyalog Müzakereleri başlatılmıştır. Hükümet ve devlet arasında bir köprü oluşturarak siyasi gerginliğin çözümünü amaçlayan Ulusal Diyalog Dörtlüsü hükümetin de onayı ile 17 Eylülde müzakerelere başlamıştır. Müzakereler neticesinde ortaya çıkan yol haritasına göre, önce hükümet istifa edecek ve onun yerine teknokratlar meclisi kurulacak, sonrasında ise teknokratlar meclisi devrim anayasasını tamamlayarak meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimi için birer tarih belirleyecekti. Ulusal Diyalog Dörtlüsü liderliğinde yapılan bu müzakereler neticesinde çıkan kararları Nahda Partisi onaylamış, Gannuşinin bizzat kendisi de dertlerinin koltuk değil Tunusun birlik ve beraberliği olduğunu dile getirmiştir. Netice olarak Diyalog Dörtlüsünün liderliğinde oluşturulan ve hükümetin de onayladığı yol haritası Tunusta sırasıyla uygulanmış, Nahdanın liderliğindeki Troyka hükümeti istifasını sunmuş, 27 Ocak 2014te teknokratlar meclisi tarafından oluşturulan anayasa büyük bir çoğunlukla kabul edilmiş, 26 Ekimde genel seçimler, 22 Aralıkta ise cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilmiştir. Bugüne gelindiğinde ise yaşanan tüm bu süreçlerin sonucunda Tunusun yeni bir anayasası, özgür bir ortamda yapılmış halk seçimleri sonucunda yeni bir meclisi ve cumhurbaşkanı vardır. Tunusun ülke sorunları, meclisin işleyişi, cumhurbaşkanının kimliği ve faaliyetleri gibi pek çok sorundan bugün de bahsedilebilir. Hatta Tunusta 2011 yılında gerçekten bir devrim oldu mu olmadı mı sorusu üzerine de birçok değerlendirme yapılabilir. Fakat Tunusun 2011 yılından itibaren yaşadıklarına bakıldığında ülkenin çok ciddi ve sancılı geçebilecek olan önemli süreçleri uzlaşı ve diyalog yoluyla geçirmiş olduğu, yetkililerin ülkeleri için kendi iktidarlarından feragat ettiği gerçeği yadsınamaz. Bu süreçte de en önemli rolü hükümet ve toplum arasında köprü olarak geçiş süreçlerini yumuşatan Ulusal Diyalog Dörtlüsü ve bu dörtlünün müzakere sonuçlarını harfiyen kabul eden Nahda Partisi üstlenmiştir.